27 Mayıs 2011 Cuma

Malın gözü

İnsanın kendi yetiştirdiği mal gibisi yok! İki ay önce içime bir yetiştirme arzusu düştü, bu coğrafyada bulmak zor. Bir sürü adı var, çeşidi bol. Benim aradığım, Ege'nin Akdeniz'e dönmeye başladığı o coğrafyada; doğada, dağ eteklerinde yetişen türü. Onun kokusu bir başka olur, buram buram gelir. Tadı, tarifsizdir.

Evde yetiştirmek zor, ithal edilenler de aynı kalitede değil. O zevki vermiyor. Çok aradım, sonunda buldum kıyıda köşede kalmış bir fide. Mutfakta gözden uzakta, kaynatılmış, süzülmüş sularla, sabah güneşinin sıcak sarılışlarıyla yetiştirdim. Geçen hafta çiçeğe kaçmaya başlar gibi olunca topladım, salonun en özel köşesinde güneşte kuruttum. Bu akşam tek tek topladım kuru dallarını, bardağa koydum. Artık kullanıma hazırdı.

Heyecanlıydım.. Nasıl olacaktı diğer tadlarla uyumu, kokusu keskindi ama tadı nasıldı?! Kıyabilecek miydim yemeye O'nu?!? Ürpererek aldım bardağı, fırınladığım limonlu tavuk, patates ve havuçların üzerine serptim usulca.. Sonra 150 derecede.. İçimi buruk bir sevinç kapladı!

Ve yedim onu, hapur hupur! Nı-ha-ha-ha (bknz.kötü ve çılgın karakter gülüşü)

Ya ben böyle bi mal görmedim arkadaşlar, tamamen organik, mis gibi mal :D Kekik ayol kekik! Görmemişin evinde organik bahçesi olmuş hadisesi işte...

2 yorum:

  1. Bravo CERENMUS; kekiği evde yetiştireni ilk defa duyuyorum.

    Bahsettiğiniz coğrafyada bolca bulunur bunlardan. Ama düşmanı çoktur; insanlar, arılar, keçiler...

    Kekik balı diye ayrı satarlar bunların çiçeklerinin ballarını. Kekik mevsimi dağlarda otlayan keçilerin sütleri de mis gibi kekik karışımı bir aroma kokar. Kekiksiz etlerin, fırında olsun ızgarada olsun tadı bir yavan olur.

    YanıtlaSil
  2. Bu sabah da omelet yapıp içine katmayı düşünüyorum, bir de Türkiye'den getirdiğim (gümrükten geçirirken ecel terleri döktüğüm) yabani kekik var, soğanotu deniyor. O daha da inanılmaz birşey.. Bu sabah bu ikilinin uyumunu deneyeceğim :)

    YanıtlaSil